Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın Kırımlı milletvekili ve eski Kırım Başsavcısı Natalya Poklonskaya, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cesur biri olduğunu hatırlatarak Kırım’ı ziyaret etme çağrısında bulundu.
Duma Dış İlişkileri Komitesi Başkan Yardımcısı Natalya Poklonskaya, geçen yılki Türkiye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile karşılaştığını ve onu oldukça yürekli bir kişi olarak gördüğünü hatırlatarak, kendisine Kırım’ı ziyaret etme çağrısında bulundu.
Ankara’nın Kırım’ın Rusya ile birleşmesini tanımadığı ve Kırım Tatarlarının durumunu yakından takip ettiği yönündeki açıklamasını yorumlayan Poklonskaya, şöyle konuştu:
“Sayın Erdoğan’ın Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu kabul etmemesi tuhaf. Diğerlerini bilmem ama o, yarımadanın Nisan 1783’te Rusya İmparatorluğu topraklarına dahil olduğunu hatırlıyor olmalı. Eğer ‘Kırım kimindir’ sorusunun yanıtından şüphe duyuyorsa buyursun bize gelsin.”
Olması gerektiği gibi oldukça yürekli
Geçen yıl kendisinin de bulunduğu Rus heyetinin Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile karşılaştığını ve onu, bağımsız bir politikacının ve asil bir insanın olması gerektiği gibi oldukça yürekli bir adam olarak gördüğünü vurgulayan Poklonskaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cesaretini toplayıp Kırım’a gelirse, (Yüzüklerin Efendisi romanlarında ‘kara ülke’ anlamı taşıyan kurgusal ülke) Mordor’da yaşamadığımızı görür. Hiç kimse bize silahlı askerlerle korkutmuyor ve tanklarla ezmekle tehdit etmiyor. Biz çok uzun süredir Rusya’yız. Daha doğrusu Rusya olmaktan hiç çıkmadık. Bir komşu nasıl bunu bilmez?”
Ne olmuştu?
Kırım, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de aşırı milliyetçi güçlerin iktidarı tartışmalı bir biçimde ele geçirmesini takiben 2014’te düzenlenen referandumun sonucu yeniden Rusya toprağı olmuştu. Referandumda Kırımlıların yüzde 96.77’si, Rusya’ya yeniden bağlanma yönünde oy kullanmıştı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım ve Sivastopol’ü Rusya’ya bağlayan anlaşmayı 18 Mart’ta imzalamıştı.Putin defalarca Kırım halkının demokratik bir şekilde, uluslararası hukuka ve BM Şartı’na uygun olarak Rusya’yla birleşme yönünde oy kullandığını ve Kırım meselesinin tamamen kapandığını ifade etmişti.
