İyi Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı’nın HDP’yi Şaytanlaştırmamamk gerek açıklamasına Yeniakit Yazarı Rasim Bolbol’dan sert yazı geldi.
İŞTE Rasim Bolbol’un o yazısı
HDP’li Musa Farisoğulları ve Leyla Güven’in milletvekilliklerinin PKK ile iltisakları sebebiyle düşürülmesinden bu yana birtakım odakların terör örgütünün siyasi kanadını meşrulaştırmak için canhıraş bir gayret içerisine girdiği dikkatlerinizden kaçmıyordur herhalde.
Hayır hayır. “Birtakım odaklar”dan kastımız CHP değil. Onlar HDP ile ilişkilerini gizlemiyorlar zaten. PKK’nın uzantısıyla iş tuttuklarını reddetmiyorlar. Bizim tuhafımıza giden, bazı İYİ Partililerin “kravatlı teröristler”i temize çıkarmak için adeta sıraya girmiş olması. Kendisini “milliyetçi” olarak nitelendiren bir partinin vekilinin HDP’yi legalleştirmeye çalışması.
•
Neymiş, devlet HDP’ye tuzak kurmak için, hiç durmadan canla başla çalışıyormuş.
Neymiş, iktidar HDP’yi şeytanlaştırarak İYİ Parti’nin milliyetçi, CHP’nin de ulusalcı refleksini kışkırtmak istiyormuş.
Evet, aynen böyle diyor İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı.
Komik değil mi?
Halbuki HDP’yi şeytanlaştırmak için iktidarın herhangi bir gayret sarf etmesine gerek yok ki.
Malum parti zaten yeteri kadar şeytanlaşmış. Hatta ne şeytanlaşması, şeytandan da beter bunlar.
Milletvekillerinin yaptıklarını görüyorsunuz.
Misal, Hüda Kaya… Bu densiz çıkıp, hem de hiç yutkunmadan “İsteseydik dağa gitmeye engel mi vardı bize? Gidip savaşamaz mıydık? Dağı tercih edemez miydik” diyebiliyor. TBMM Genel Kurulu’nda resmen ve alenen terör örgütü propagandası yapabiliyor.
Örneğin Garo Paylan… O da, “PKK’yı terör örgütü olarak görüyor musunuz?” sorusuna “Evet, görüyorum” cevabını veremiyor. Veremediği için de iradesini Kandil’e teslim ettiğini gözler önüne seriyor.
•
Ne eksik ne fazla. HDP tastamam bu işte.
Tek yaptıkları, terör örgütü PKK’nın kuyruğuna takılmak. Bütün bildikleri, bebek katili alçağın talimatlarını uygulamak.
Hâl böyleyken, İYİ Partili Hasan Subaşı’na ne oluyor? Ne oluyor da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne cephe alan bir partiyi savunmak için çaba gösteriyor?
Hasan Bey hiç boşuna “Ben HDP’yi savunmuyorum” demesin. Bal gibi de savunuyor. Üstelik bu savunusuyla, partisinin sözcüsü olan ve siyasi çizgisiyle taraflı-tarafsız pek çok kişinin takdirini kazanan Yavuz Ağıralioğlu’nun “Bizim içimizde çocuklarımızın katillerinden herhangi bir vesileyle medet uman bir tane alçak yoktur” sözünü de boşa çıkarmış oluyor.
“Bu memlekette bizi her şeyi konuşurken görecekler; ama vatanın, milletin, devletin düşmanlarına tebessüm ederken göremeyecekler” restini ayaklar altına alarak, vatanın, milletin, devletindüşmanlarına tebessüm etme manasına gelebilecek açıklamalarda bulunuyor.
Hani devletin-milletin istiklaline kastetmiş hiçbir alçağa eyvallah edilmeyecekti? Ne oldu bu sözünüze İYİ Partililer?
•
Şurası çok açık ki, HDP meselesi, CHP’de olmasa bile İYİ Parti’de çoktaan bir krize yol açtı. HDP’nin Millet İttifakı’na dolaylı yollardan katılması, milliyetçi tabanı sebebiyle İYİ Parti’yi bir hayli zorlamaya başladı.
Zaten CHP’nin yerel seçimde terör örgütünün siyasi kanadıyla yaptığı işbirliği İYİ Parti içerisinde büyük rahatsızlığa sebep olmuştu. Hatırlarsanız, bu rahatsızlıktan dolayı, bazı önemli isimler partilerinden istifa bile etmişti.
Bize öyle geliyor ki, benzer istifalar bugünlerde de yaşanabilir. İYİ Parti, HDP’ye göz kırpmanın faturasını yakın zamanda ödemek durumunda kalabilir.
•
İYİ Parti’de “HDP=PKK” denklemine itiraz eden biri olmamalı bize göre. Zira HDP PKK’dan bağımsız değildir. Hatta varlığını ona borçludur. Hem, terör örgütü elebaşlarından Cemil Bayık’ın “Biz olmasak yüzde 5 oy alamazlar” itirafı, bu partinin PKK’sız değerlendirilemeyeceği gerçeğini açık seçik ortaya koymaktadır.
“HDP=PKK kozuyla HDP şeytanlaştırılmak isteniyor” gibi abuk- sabuk cümleler kuran İYİ Partili Hasan Subaşı kabul etmek istemese de durum bundan ibaret.