Kavuşmanın, özlemlerin, ticaretin, üretmenin, kısaca insana dair, insanın “yaşadığına” dair her emarenin kendisini gösterdiği bir sahadır trafik. Yollar kalabalıksa gündem yoğun, işler yoğun, hayat canlı; yollar tenhaysa hepsi durgun.
Hayatımızın böylesine merkezinde olan
trafik, bir yaşam belirtisi olduğu kadar günümüz dünyasında ne yazık ki insan hayatını da tehdit eden küresel bir sorundur. Bugünlerde adını sıkça duyduğumuz Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir sağlık sorunu olarak tarif edilen trafik kazaları, dünyada her yıl ortalama 1 milyon 350 bin kişinin hayatını kaybetmesine, yaklaşık 50 milyon insanın da yaralanmasına sebep olmaktadır. Küresel ölçekte ölüm sebepleri arasında 8. sırada, 5-29 yaş aralığındaki ölüm sebepleri arasında ise 1. sıradadır. Ve ne gariptir ki yükselen teknoloji, bu güvenlik riskini azaltmamakta; bilakis, araçların hızlarının artması ve cep telefonu gibi bazı yeniliklerin dikkat dağıtıcı etkisi, bu tehdidi kamçılamaktadır.
Ülkemizin trafik kazaları noktasında ne yazık ki uzun yıllar kötü bir karneye sahip olduğu, büyük acılar yaşadığımız ve terörden fazla can kaybına uğradığımız, elbette izaha muhtaç değildir. 2019 Yılındaki trafik kazalarının ülkemize sadece ekonomik maliyeti 55,5 milyar TL olarak hesaplanmaktadır. Geçmişten bu güne kadar pekçok hükümet döneminde trafik kazalarının azaltılması yönünde farklı çalışmalar yapılmış, pekçok tedbir uygulanmış, bunların da değişik ölçeklerde olumlu sonuçları olmuştur. Ancak tüm bunlardan farklı olarak diğer pekçok güvenlik başlığında olduğu gibi trafik meselesine bakışımız da ülkemizin bir anlamda güvenlik miladı olan 15 Temmuz’dan sonra stratejik bir boyut kazanmıştır.
STRATEJİK YAKLAŞIM
Trafik meselesiyle ilgili olarak 2011 yılında bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan‘ın öncülüğü ve yönlendirmesiyle hazırlanan ve öncelikli hedef olarak trafik kazalarındaki can kayıplarını % 50 oranında azaltmayı hedefleyen Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı esas itibarıyla ülkemizde bu meselenin çözümüne dönük yeni bir yaklaşımın da ilk adımı olmuştur. 2017 yılında yayınlanan Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi ise bu plan dahilinde atılacak yeni somut adımların, yeni tedbir ve stratejilerin tarif edildiği güncel bir yol haritası olmuştur. Bu belgede kısa, orta ve uzun vadede alınması gereken tedbirler planlanmış, hem bugünün kazalarını azaltmak hem de yarının sürücü ve yaya davranışlarını doğru şekilde oluşturmanın adımları belirlenmiştir. Bu bağlamda denetim, toplumsal farkındalık, kapasite arttırımı ve eğitim olarak özetleyebileceğimiz dört sac ayağı üzerine geliştirdiğimiz bir strateji belirledik.
DENETLEMENİN MANTIĞI DEĞİŞTİ
Denetim ayağında, sadece ceza kesmek ve denetim sayısını arttırmayı değil, esasen denetleme mantalitesini de değiştirmeyi hedefledik. Plakaya yazılan cezaları azaltıp bunun yerine yüzyüze yapılan denetimleri arttırmak istedik ve öyle de yaptık. Bu sayede sürücünün farkındalığını arttırmış olduk. Ceza kesme yerine ikaz etmeyi ön planda tuttuk. Özellikle uzun yol sürücülerinin denetlenmesi sırasında sürücünün araçtan indirilmesine, bu sayede dikkat dağınıklığının giderilmesine çalıştık. Yine aynı amaçla yolun tamamının kesilerek bir mola yerine yönlendirilmesi gibi yeni denetim şekilleri geliştirdik. Bununla birlikte kazaların yoğun olduğu gün ve saatleri analiz ederek denetimlerimizi buna göre planladık. Kazaların yoğun olarak meydana geldiği Cuma, Cumartesi ve Pazartesi günleri ile diğer günlerin 18.00-20.00 saatleri arasında ekip ve personel sayısı iki kat artırılarak ekiplerin görünürlüğü artırılmıştır. Denetim miktarımızda 2011 Yılını 100 olarak kabul ettiğimizde 2016 denetim rakamımız 132; 2019 sonu itibarıyla ise 220’dir.
Denetlemede farkındalığı arttırma çizgimiz doğrultusunda tuzak radar / tekrarlanan radar uygulamalarına da son verdik. Bunun yerine 2.155 km’lik otoyol ağında HGS/OGS ile giriş çıkış gişeleri arası hız koridoru olarak kabul edilmek suretiyle Ortalama Hız Tesbit Sistemi’ne geçtik ve böylece hem daha etkin hem de anlık frenlemeleri değil, yolun genelindeki ortalama hızı düşürmeyi hedefleyen bir anlayış ortaya koyduk. 2018-2019 arasında bu sistemin kullanıldığı otoyollarda kaza sayısında % 20,3; ölümlü kaza sayısında ise % 12 azalış elde ettik.
Görünürlüğü ve farkındalığı arttırmak, denetlemelerdeki yeni önceliğimizdi ve bunun için yeni yöntemler de geliştirdik. Kamuoyunda zaman zaman hoş manzaralara ve sosyal medyada güzel esprilere ve mizansenlere de konu olabilen Maket / Model Trafik Ekip Araçları uygulamamız, böyle bir yenilikti. Bu maketler, gerçekten beklentileri karşıladı ve 2018 yılına göre 2019 yılında bulundukları yerlerin 3 km yarıçapındaki alanlarda kaza sayısında %11.5; ölümlü kaza sayısında % 17.5; bu kazalardaki can kayıplarında % 26.44 azalış elde ettiler. Ülkemizde halen 753 adet maket / model trafik ekip aracı 7/24 esasına göre mesai yapmaktadır 🙂
Mevcut denetim yöntemlerine ilaveten hava araçları teknolojisinden de istifade ettik. Drone ve helikopterler aracılığıyla Havadan Trafik Denetimi uygulamasına başladık. Uygulama başladığı 5 Ekim 2018 tarihinden 6 Ocak 2020 tarihine kadar, helikopterle 1.771 saat uçuş yapılarak 12 bin 052 ihlal; dronelarla 18 bin 283 saat uçuş yapılarak 107 bin 094 ihlal tespit edilmiştir.
Tüm bunların yanısıra nokta atışlı denetimlere ağırlık verdik. Ülkemizde sıklıkla kaza yaşanan yerleri belirledik ve bunlara “kaza kara noktaları” adını vererek bu noktalara özel denetimler gerçekleştirdik. Ayrıca Ramazan ve Kurban Bayramlarında aldığımız tedbirlerle de bayramlarındaki kazalarda ciddi azalış elde ettik. Normal tatil zamanlarına göre trafik yoğunluğunun % 61 oranında arttığı bayram günlerinde son on yıllık periyotta trafik kazalarında günlük ortalama can kaybı Ramazan Bayram günlerinde % 51.5; Kurban Bayramı günlerinde ise % 34 azalmıştır.
Yine denetim anlayışımız dahilinde sektörel denetimler gerçekleştirdik. Özellikle şehirlerarası otobüs denetimlerimiz ve okul servis araçları denetimlerimiz yoğun şekilde devam etti. 2018-2019 Arasında şehirlerarası yolcu taşımacılığı denetimlerimiz % 21.2 oranında arttı. Genel denetim rakamımızdaki artış ise aynı dönemde % 23 oranında artış göstermiştir.
TEK BAŞINA BAŞARAMAYIZ: TOPLUMSAL FARKINDALIK
Yeni dönem trafik stratejimizin bir diğer sac ayağı ise toplumsal farkındalıktı. Kamu yönetiminde hiçbir kalıcı başarının, toplumun desteği ve katkısı olmadan elde etmek mümkün değildir. Bu noktadan hareketle trafik güvenliği mesesinde mevcut sürücü ve yaya davranışlarını değiştirmek için farkındalık oluşturan kampanyalar ürettik. Özellikle Ramazan ve Kurban Bayramlarını, bu kampanyalar için etkili bir zemin olarak düşündük ve uygulamada, yukarıda da ifade ettiğim gibi rakamlara yansıyan faydalarını gördük. “Kırmızı Düdük”, “Kemerin Ses Getirsin”, “Bu Yolda Hep Birlikteyiz” gibi pekçok kampanya gerçekleştirdik ve özellikle çocuklarımızın bu kampanyalara katılması, aynı zamanda sürükleyici olmalarını hedefledik. Bu anlayışımızı bayram günleri dışına da taşırarak video, afiş tasarım yarışmaları gibi etkinliklerle ve diğer kampanyalarla tüm yıla yaydık. Böylece bir anlamda trafik konusunda mental bir saha baskısı oluşturma gayreti içinde olduk.
YARININ KAZALARINI DA ÖNLEMELİYİZ: EĞİTİM ŞART
Bugünün kazalarını önlemek için bugünün sürücü ve yayalarının trafik davranışlarını değiştirmenin yanısıra, geleceğin kazalarını bugünden önleyebilmek için gelecekteki sürücü ve yayalara bugünden doğru davranışları kazandırmayı gerekli gördük. Bu amaçla yeni dönem stratejimizin bir sac ayağını da eğitim olarak belirledik. Bu kapsamda hem süregelen eğitim programlarını geliştirdik, hem de yeni eğitim projelerini devreye soktuk. Sözgelimi, son 5 yılda kusurlu olarak ençok kaza yapan 3.050 sürücüye yeniden eğitim verdik. Ayrıca çocuk trafik eğitim parklarımızı yeniledik ve sayılarını arttırdık. Halihazırda Türkiye’de 42 ilde toplam 90 adet Çocuk Trafik Eğitim Parkı bulunmaktadır.
Yapımı devam edenlerle birlikte 2020 sonunda 81 ilimizin tamamı, bu parklara kavuşmuş olacaktır. 2019 yılının tamamında bu parklarda 148 bin 585 çocuğumuz eğitim almıştır. Bunun gibi, Trafik Dedektifleri Çocuk Eğitim Projesi kapsamında 7.2 milyon çocuğumuza; uyuşturucu suçlularından ele geçirdiğimiz ve modifiye ederek hizmete sunduğumuz 2 adet Mobil Trafik Eğitim Tırı ile 27 ilde 16 bin 150 öğrenciye; umuma açık alanlarda 490 bin vatandaşımıza, başka pekçok farklı projeyle birlikte toplam 13,5 milyon kişiye trafik eğitimi verilmiştir.
GÜÇLÜ DEVLET, GÜVENLİ KARAYOLU
Bütün bu stratejileri, çalışmaları ve yenilikleri uygulamak, elbette ki ciddi bir beşeri ve teknik kapasite gerektirmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın doğrudan destekleri ve talimatlarıyla, hatta zaman zaman kampanyalarımıza bizzat katılımlarıyla, trafik güvenliğini sağlama noktasında ihtiyacımız olan tüm desteği hızlı ve etkin şekilde sağlama fırsatı bulduk. Kendilerine bu vesileyle de ülkem ve milletim adına şükranlarımı arz ediyorum. 2018-2019 yıllarında 5800 emniyet personelinin polis okullarından mezun olduktan sonra trafik birimlerine doğrudan ataması yapılmıştır. Yapılan alımlarla önceden şehirlerarası yollarda her 20 kilometreye 1 trafik ekibi düşüyorken, bu mesafe 16 kilometreye inmiştir. Nüfus bakımından hesaplarsak önceden 23 bin kişiye bir trafik ekibi düşüyorken bu sayı da 17 bin’e gerilemiştir. Yine trafik birimlerine 600 yeni motorsiklet alınmış, böylece ekiplerin müdahale kapasitesi önemli ölçüde arttırılmıştır.
YAYA ÖNCELİKLİ TRAFİK
Tüm bu stratejik yaklaşımlara, devrim niteliğinde iki önemli adımı da ilave etmek isterim. Birincisi; yapılan düzenlemeyle halk arasında makas atma olarak tabir edilen spin atma, drift, abarth egzost gibi ihlallerin suç kapsamına alınması ve bunların cezalarının arttırılmasıdır. 2019 yılı içinde denetim birimlerimizin bu kapsamda yaptığı işlem sayısı drift suçundan 3 bin 758; abartı egzozdan 17 bin 727’dir.
Devrim niteliğindeki ikinci önemli adımımız ise Yaya Öncelikli Trafik Anlayışına geçişimizdir. 2018 Ekim ayında, Karayolları Trafik Kanunu’nun 74. maddesinde yapılan değişiklikle adım attığımız bu yeni yaklaşımı “Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın” sloganıyla bir kampanya halinde duyurduk. Uygulamanın başladığı ilk bir yıllık periyotta yaya ölümlerinde tam %22’lik bir azalış sağladık ve ilk yıl için yaya ölümlerini 495’ten 385’e indirmeyi başardık.
PEKİ YA SONUÇLAR?
Peki bütün bu çaba, bütün bu gayret, burada daha anlatamadığımız pekçok tedbir acaba nasıl bir sonuç oluşturmuştur?
Öncelikle şu tesbiti yapmak yerinde olur ki “2011-2020 Karayolları Trafik Güvenliği Stratejik Planı” artık tamamlanmak üzeredir ve hedeflerine bir yıl önceden ulaşmış durumdadır.
Uluslararası bir standart olan 100 Bin Kişi Başına Trafik Kazalarındaki Can Kaybı’nda dünya ortalaması 18, Avrupa Birliği ortalaması 5, ABD’de 11.4, Fransa’da 4.85, Almanya’da 3.96’dır.
Ülkemizde bu rakam, 2015’te 9.6 iken 2019 sonu itibarıyla 6.5’e gerilemiştir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 2000-2016 yılları arasında bu rakam 18.8’den 18.2’ye gerilemişken, Türkiye’de ise son 4 yılda 9.6’dan 6.5’e gerilemiş olmasının, dünya ortalamasının üstünde bir gelişme anlamını taşıdığı açıktır. Net rakam üzerinden konuşursak 2015 yılında trafik kazalarında yaşadığımız toplam can kaybı sayımız 7530’du. 2018’de 6.675’e gerilettiğimiz bu sayı, 2019 sonu itibarıyla 5.473 olarak gerçekleşmiştir.
Özellikle 2018-2019 arasında ölümlü kaza sayısındaki % 22.4’lük, olay yeri can kaybındaki %25.1’lik azalış, dünyada örneği görülemeyecek ölçüde hızlı bir düşüştür.
Kıyaslamada kolaylık olması açısından 2011 yılını 100 kabul ettiğimizde 2016–2019 sonu arasında araç sayımız 131.1’den 143.9’a, sürücü sayımız 123.8’den 134’e yükselmiş; buna karşın ölümlü kaza sayımız 93.3’den 67.8’e, can kaybı sayımız ise 91.1’den 65.8’e gerilemiştir.
TRAFİKTE YENİ HEDEFLER, YENİ GELECEK
Baştan beri izah etmeye çalıştığımız ve daha buraya sığdıramadığımız pekçok adımın olumlu sonuçları, tüm verilerden açıkça görülmektedir. Ancak net bir gerçek var ki, trafik kazalarının konusu insan hayatı olduğu için, buradaki 1 sayısı bile bizim için büyük bir sayıdır ve bunu 0 yapana kadar kendimizi başarılı görmemiz, elbette ki mümkün değildir. Bu itibarla önümüzdeki süreçte de kendimize yeni hedefler ve yeni stratejiler belirlemek durumundayız.
Kısa vadede 2020 Yılı için sayısal hedefimiz, ölümlü kazalarda %6; yaralanmalı kazalarda %3 azalma sağlayarak kayıplarımızı daha da aza indirmektir. Bu hedefi gerçekleştirmek için denetimlerimiz artarak devam edecektir. Keza sürücü ve yayalar üzerinde öteden beri uyguladığımız “algılanan yakalanma riski duygusunu” arttırmaya dönük faaliyetlerimiz de kesintisiz sürecektir. Bunun yanısıra Trafikteki tüm hizmetlerde bürokrasiyi azaltmak da önümüzdeki dönemin hedefleri arasındadır.
Bugüne kadar attığımız her adımda olduğu gibi önümüzdeki süreçte de yasal mevzuat adımlarımız devam edecektir. Uygulama noktasında ise Polis – Jandarma ortak denetimleri, Maket Trafik Ekibi uygulaması, bayram özel denetimleri, hedef planlı denetimler, kazaların yoğun olduğu yer ve saatlere dönük nokta denetimler, yüzyüze denetimlerin arttırılması ve %50 oranına getirilmesi gibi çalışmalar da titizlikle takip edilecektir. Bunun yanısıra seyir halinde cep telefonu kullanımı ve emniyet kemeri kullanımına ilişkin denetim ve farkındalık çalışmalarımız da kesintisiz sürecektir.
“2011-2020 Karayolları Trafik Güvenliği Stratejik Planı” tamamlandı. Buradaki hedeflere 2019 itibarıyla ulaşıldı. Artık 2021-2030 Stratejik Planımızı ve hedeflerimizi belirliyoruz. Buradaki yeni stratejik hedefimiz, “Güvenli Sistem” yaklaşımı olacaktır. İnsanoğlu hata yapabilir. Güvenli Sistem Yaklaşımı ile insanları hata yapmayacak hale getirmenin yanısıra, trafikteki olası hataları telafi edecek ve örtecek bir sistem geliştirmenin peşinde olacağız. İnsanı hataya sevketmeyecek daha güvenli yollar, daha güvenli işaretleme ve sinyalizasyon sistemleri, daha güvenli araçlar ve insanı hataya sevketmeyecek daha güvenli ve işlevsel hız limitleri oluşturmak; kaza sonrası müdahale ekipmanlarının ve yöntemlerinin kusursuzluğunu temin etmek, bu yeni dönemin hedefleri arasındadır.
Bulunduğumuz coğrafya itibarıyla ciddi güvenlik riskleri altında bulunan ve bunları başarıyla yöneten, güçlü bir ülkeyiz. Ancak, trafik kazalarının ne coğrafyamızla ne de başka bir etkenle ilgisi bulunmadığı açıktır. Tamamen bizim çözmemiz gereken bir meseledir. Ciddi mesafe katettik. Özellikle karayolu altyapımızın dünya standartlarına gelmesi ve hatta üzerine çıkması, 112 acil müdahale kapasitemizin artması, sağlık hizmeti kalitemizin yükselmesinin bu başarıda önemli bir payı var.
Bugüne kadar yaptıklarımız gösteriyor ki, bunu başarabiliriz. Önümüzde ciddi bir mesafe var ama biz de ciddi bir yol katettik. Öyleyse umutluyuz ve gayretliyiz.
Bu itibarla, önemli bir farkındalık oluşturmak amacıyla 2-8 Mayıs tarihleri arasında kutladığımız Trafik Haftası’nın, trafik kazalarıyla mücadelemizde önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bu başarıda emeği geçen herkese, görevli tüm arkadaşlarımıza, kurallara uyan, uymaya gayret gösteren tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyor, kaybettiğimiz canlarımıza Cenab-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum.