Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Yiğitsoy ile Üye Hakimler Turhan Kök ve Tuba Büyükşahin’in yazdığı gerekçeli karar tamamlanarak, UYAP’a yüklendi.
Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat dönemi darbe sanıkları, istinaf kararını Yargıtay’a taşıyor. 103 sanıklı dosyada ilk temyiz dilekçesini veren isim ise dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı emekli Koramiral Aydan Erol oldu. Peşpeşe verilen dilekçelerle müebbet hapisle yargılanan isimlerin beraatları istendi.
28 Şubat döneminde yargılanan darbe sanıkları, dosyayı Yargıtay’a taşıyor. Bölge Adliye Mahkemesi’nde (İstinaf) umduklarını bulamayan darbe sanıkları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi’nin vermiş olduğu kararı Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne göndermek üzere dilekçe vermeye başladı. Tamamı tutuksuz darbe sanıklarının verdiği dilekçelerde, müebbet hapis cezaları ile yargılanan sanıkların beraatlarına karar verilmesi istendi. 28 Şubat davasının İstinaf kararını ilk temyiz eden isim ise dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı emekli Koramiral Aydan Erol oldu.
Başvuru reddedildi
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi, 28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanıklı dava dosyası üzerindeki istinaf incelemesini tamamlayarak karara bağlamış, sanıkların “Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmalarında isabetsizlik bulunmadığına kanaat getirerek istinaf başvurularını reddetmişti.
Yargıtay yolu açık olan dosyada sanıklar teker teker temyiz başvurularını yapmaya başladı. Sanıklardan müebbet hapis cezasına çarptırılan, dönemin Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı emekli Koramiral Aydan Erol, avukatı Fethi Öztürk aracılığı ile verdiği temyiz dilekçesinde, “Atılı sözde amaç suçla, gerek öncesi, gerek suçun işlendiği tarihte ve gerekse sonrasında, fiilin işlenmesine katkıda bulunacak, kolaylaştıracak veya fille doğrudan iştirak ettiğini gösterecek herhangi bir fiil bulunmamaktadır” denildi.
Kimseye zarar vermemiş
Av. Öztürk dilekçesinde müvekkili Erol’un kimseye zarar vermediğini belirterek, “İşlendiği iddia edilen filler, fiilin vuku bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’na göre suç teşkil etmemektedir. İmzaladığı 5 Mayıs 1997 tarihli “BÇG Bilgi ihtiyaçları” konulu emir, 1 Mayıs 1997 tarihinde Ast Makamlara yayımlanan Gnkur. Bşk. emrinin Dz.K.K.nın şifahi emirleri ile detaylandırarak ast makamlara yayımlanması amaçlı olup, ayrıca Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın tekraren emri ve paraf da alınmıştır. Ayrıca emrin içeriği suç değildir. Bu nedenle konusu suç olan ve kanunsuz bir emrin yerine getirilmesi söz konusu değildir. Müşteki Kadir Sarmusak dâhil, iddianamede yer alan müşteki ve mağdur ifadelerinden hiçbirinde müvekkil ile doğrudan ilgili ve onun fiillerinden kaynaklanmış bir zarar ve şikayet belirtilmemiştir. Gerek Hasan Celal Güzel ve gerekse Bülent Orakoğlu’nca yapılan şikayetler ve açılan davalarda verilen ve temyiz edilerek kesinleşen kararlarda, konu edilen belgelerde suç unsuru bulunmadığına ve kanunsuz emir olmadığına yer verilmiştir. Bu nedenle bu kararlar ve hükümler kesin hüküm niteliğinde olup, hukuken yeniden yargılamaya konu edilemeyeceklerdir” ifadelerine yer verildi.
Beraat istedi
Erol, “Atılı suçla doğrudan veya dolaylı hiçbir bağlantısının olmaması, sözde amaç suçla illiyet bağının ortaya konamaması, iştirak halinin bulunmaması, 4. işlediği iddia edilen fişleme fiilinin 1997 yılında yürürlükte bulunan 765 sayılı mülga TCK’na göre suç teşkil etmemesi, kanuna aykırı olarak tutuklanarak hürriyetinden mahrum bırakılması, ceza hukukunun ‘kanunsuz suç ve ceza olmaz’, ‘şüpheden sanık yararlanır’, ‘ceza sorumluluğunun kişiselliği’, ‘konusu suç olmayan emrin yerine getirilmesinde sorumluluk emri verene aittir’ temel kuralları ve ‘kesin hüküm defi’ kuralı ile kişinin hukuka ve kanuna aykırı olarak hürriyetinden mahrum edilmemesi kuralı” gerekçelerine yer vererek beraatını istedi.
kaynak:yeniakit.com